19.01.2010

ALTIN KURE

Eveeet bir kis mevsiminin daha sonlarina dogru yaklasirken, odul sezonu da acildi. Biz sinemaseverlerin izlemekten hoslandigi organizasyonlar oluyor bu torenler. Ya da en azindan benim icin oyle.

Velhasil, son 3-5 senedir gittikce bakkallastigina inaniyorun ben bu torenlerin. Ha diyeceksiniz; "Sen bu konuda bir otorite misin?", tabii ki; "Hayir" diye cevaplayacagim. Ama iyi bir izleyici oldugumu soylersem cok da kendimi begenmislik etmemis olurum diye dusunuyorum.

Gelelim bu yilki ALTİN KURE odullerine. Efendim ben bu Hollywood Foreign Press Association denilen olusumun su oylama isini nasil bir halet-i ruhiye icinde yaptigini cok merak etmekteyim. Cunku bir insan grubu Haneke'ye odul verip de arkasindan Hangover'a kure takdim ederse benim aklima soru isaretleri takilir.


Mesela; White Ribbon'dan sonra gecenin gec saatlerinde Hangover'i izlemek zorunda kaldiklarini dusunurum. Butun gun film izlemekten kan canagi olmus gozlerini, sulanmis beyinlerini rahatlatmak icin alternatif yollara basvurduklarina inanirim. Uyelerden birinin oglunun odasindan ot caldigina, otu guzelce sarip arkadaslarla tutturduklerine kalibimi basarim.
Yoksa hic bir insan evladi 31 cekiyormus gibi yaptirilan bir bebegi ihtiva eden su filmin oyuncularini sahneye odul icin cikarmaz. Olsa olsa sebeklik icin alirlar onlari oraya. Boyle ikilemler icerisindeyken sevgili Haneke'ye bir cift sozum var. (Evet sevgili dedim, bu memleketin bir cocuguyum, besinci sinif sarkici agzindan kurtulamiyorum.

Be adam, gittin Funny Games'i Amerikanca cektin. Afedersin ama guzelim filmin icine ettin. Tamam yillardir piyasadasin, yeni dunyada adini bilen yok, gider ayak su dunyayi yoneten abiler de beni takdir etsin dedin.
Sonra White Ribbon'a geldi sira. Izlemedim ama duydum ki; yumusamissin, bu filmden boyle anlasiliyormus. Ama takdirinden sual olunmaz holivud medya pres sana odul verdi. Hem de en yumusak filminle!!!! Benny's Video'yu izleseler ne derlerdi acaba? Uzuldugum nokta nedir biliyor musun? Simdi ne kadar cakma entel dantel varsa hepsi senden haberdar. Numarasiz kemik gozlukleriyle kiz kaldirmaya calisan abilerin mezesi olacaksin. Sen benim ayakta kalan son kalelerimden biriydin, tecavuze ugradin.

Neyse kapatiyorum bu Haneke konusunu, yuregim kaldirmiyor.

Her sey bu kadar kotu degil tabii ki; bir Ricky Gervais harikasi vardi mesela. Sonra Martin Scorsese cikti sahneye odul almak icin. Tum sinema sektorune tesekkurlerini sundu. Bir cok yonetmen ismi saydi, sinemanin bu yonetmenler sayesinde buralara geldigini soyledi, soylerken Bergman'i zikretti. Gonlumdeki tahtinin gercek sahibi oldugunu kanitladi. Robert Downey Jr vardi sonra. Odul konusmasiyle yuzumde guller actirdi. Bir insan gecmisiyle bu kadar mi barisik olur??

Simdi sirada Oscar toreni var; vakt-i zamaninda Shakespeare in Love'a odul vermislerdi utanmadan, bakalim bu yil ne haltlar edecekler?

13.01.2010

Yas 12

Bir evvelki yazimda belirtmistim; tamamen kendi irademle gectigimiz 10 gun boyunca pek sevgili ilacim Betaferon'u kullanmadim. Irade kelimesi cok havali diye onu sectim aslina bakarsaniz benimkisi bildigin gerzeklik. Bu 10 gunluk sureci doktoruma danismisligim yok ne de olsa.

Ama hep soylerler, belirli bir sure boyunca bir ilac kullanildiginda ufaktan bir sıkınti emareleri bas gosterirmis. Bende de aynen ondan oldu. Gerci bendeki daha cok cocukluktu.

Cocukluk olmasinin sebebini anlatayim.
Efendim aileyle yasamanin getirdigi artilar kadar eksiler de var; annenin 31 yasa 13 yas muamelesi yapmasi, muhtelif elektronik aletlerin gosterdigi en kucuk arizada evde isminizin yankilanmasi, ustunu kalin giy, yemek ye, yalin ayak gezme...Eh insanin cocugu 70 yasina da gelse cocuk kaliyormus diyorlar, dogru herhalde. Daha doguramadim, sadece empati kurabiliyorum, anladigimdan degil :)Bir de mutfaga giderken bile ''Zipzip nereye?'' diye sorulmasi durumu var ki ona bayiliyorum. Nereye gidiyor olabilirim? Ya mutfaktir, ya tualettir. Goren de 500 metrekarelik evde oturuyoruz, telefonlari Ziyagil malikanesi diye aciyoruz sanir.

Hah durumun neden cocukca oldugun anlatacaktim. Anne baba isin icinde olunca, ozgur iradeyle bazi seyleri reddetmek de zorlasiyor tabii...

10 gun once ilac gunumun oldugu bir aksam annem odama girdi, ilac yapmamin gerektigini soyledi. Yok dedim yapmayacagim. Niye diye sordu, istemiyorum dedim. Saolsun zorlamadi annecigim. İki gun sonra yine ilac gunumde; ''Bugun yapacaksin herhalde degil mi ilacini'' dedi. Pozitif cevap verdim. Ama yas 12 ya bende; ilaci buzdolabindan aldim, gerekli malzemelerle birlikte odama gittim. Ve sonraaaa; hazirladigim ilaci peceteye enjekte ettim... Takip eden ilac gunlerinde ayni seyi yaptim. Ama pazar gunu kendime soz verdim tekrar duzenli bir sekilde ilaci
kullanmaya.


O gun geldi catti. Yine malzemeler elde, odaya dogru ilerliyorum. İcimden bir ses; ''peceteye peceteye'' diye bagiriyor. Vicdanim elvermedi, yaptim enjeksiyonu. Yapmaz olaydim, fazla canim yandi bu sefer. Sunlarin haplari cikinca cok mutlu olacagimi hissediyorum... Haydi ilac kartelleri, calisin, bir ise yarayin!!!

Kissadan Hisse:
Buradan alinacak yegane ders, yas kemale erince, ekonomik durum az biraz duzeltilince evi terketmektir sayin okuyucu. Ama tabii ana baba gibi yar olmaz bunu da unutmamak lazim. Seviyorum ulan!!!!