16.06.2010

SEX & THE CITY 2

Birincisi zaten hayalkirikligiydi, ikincisinde gulmeyi birakip aglayacaktim az kalsin. O ne kotu filmdir allahim, o ne gereksiz uzunluk, ne sacma kiyafet secimleri, sakiz gibi uzayan hikaye vs vs...

Abartiyor muyum diye dusunuyordum bugun, dvd'ye 4. sezonu koydum.
Ve hatirladim ki; zamaninin ve onumuzdeki uzun bir zamanin en guzel dizilerinden biridir Sex & The City.
Oncelikle yazarlarinin hakkini vermek gerek; her bolumun ismiyle iceriginin arasinda kurulan ilgi, o isimdeki metafor ve o metaforun altinda yatan gercek anlamin o bolumun konusunu olusturmasi ... Praysliss.


Ilk bu diziyi izlemeye basladigimda yil 1998'di. Kac yasindaydim hesabini yapamiyorum kusura bakmayin. Ama o yaslarda belirli konularda yani evlenmek cocuk sahibi olmak ya da ask ile ilgili insanin belirli hayalleri oluyor. Dolayisiyla diziyi izlerken begeniyorsunuz, kendi hayatinizdan bazi noktalar buluyorsunuz evet ama daha cok isin eglenceli kisimlarina takiliyorsunuz. Eminim gunumuzde de bu diziyi severek izleyen genc kizlarin da dusunceleri budur, tabii bir de moda davasi var -ki o ayri bir yazi konusu olur-.

Simdi 31 yasindayim ve muhtemelen onlarca defa izledigim bolumleri tekrar seyrettigimde aldigim haz bambaska. Mesela,

4. sezonun ilk bolumunde Carrie'nin 35. yasgunu. Restoranda arkadaslarini beklerken yan masada 25 yasinda bir kizin dogumgunu kutlamasini goruyoruz. Ve pastasi gelince kiz bir anda: "Fuck! I'm old!!!" diye cildiriyor simarikca.
Evet gencler simarikca, biz de gectik ayni yollardan biz de aynilarini yaptik. 5-6 yil icin soylenecek sozler degilmis gibi gelebilir soylediklerim ama inanin bana o 5-6 yil bir kadinin hayatinda cok belirleyici, belki de hic belirleyemeyeci...

Ya da sosyal bir ortamdaki herkesin evli, nisanli bilemedin basinin bagli olmasi durumu. Boyle bir isteginiz olmasa bile birilerinin ayarlanmaya calisilmasi, yeri geldiginde saklanmaya calisilan acima dolu bakislar, sen de bulacaksin bir gunler... yine sacmaliyormusum gibi gorunse de tecrubeyle sabittir efendim bunlar, oyle kicimdan atmiyorum...

Tamam belki biz sabahtan aksama kadar calisip oyle bir gardroba sahip olamiyoruz belki ama bekar kadinlarin ruhsal inis cikislari, yedikleri kaziklarin yas gectikce sacmalanmasi beynelminel bir durum.

Iste bu yuzden super bir dizi Sex & The City.

Ama film oyle mi ya; ben yetiskin genc bir kadin olma yolundaki hayatimin bir bolumunu her bolumde farkli bir karaktertiyle ozdesleserek gecirdim. Artik 40'larinin sonunda olan bu hanimefendilerin karikaturize halleri benim hic ama hic hosuma gitmedi. Kaldi ki; nedir bu filmin konusu derseniz adam gibi cevap verebilecek bir allahin kulu oldugunu da sanmiyorum. Nerede o zeki diyaloglarla yuzumuzu gulduren kizlar, konusunun kivrak islenisiyle vay be dedirten senaryolar... Yok anam yok, bu eleman kisa metraj islerin adami, uzun metrajda eli ayagi birbirine giriyor.
Umarim 3.sunu cekilmeye heves etmez...

KISSADAN HISSE: Neymis efendim konu dizi dunyasi olunca ciddilesiyormusum. daha once de soylemistim ben bu isten anlarim, yillarimi verdim yillarimiii!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder