Bu ayin basiydi sanirim "Kahpe Kader" baslikli yaziyi yazisim.
Bugun o yaziya gelen yorumlari tekrar okudum. Topu topu iki tane var ama olsun, hosuma gidiyor yorum almak o yuzden arada bir okuyorum manyaklar gibi.
Neyse ilk yorum cok icten gelmisti ilk okudugumda halen de oyle, sahibine buradan tesekkuru bir borc bilirim. Ikincisini de begenmistim ama bir yandan da garip gelmisti. Bugun okuyunca daha da garip geldi.
Soyle ki; onu yazan insanin kim oldugu hakkinda bir fikrim yok fakat kendisi basima gelen bu komik olaydan belki birilerinin hayallerini yikmis olabilecegim sonucuna varmis.
Pek sevgili Adsiz, yazinin geri kalan kisminda tamamen sana sesleniyorum, olur da bir gun okursan diye. Yok okumazsan da saglik olsun, az da olsa bir kitlem var :)
Birincisi, iki yemege gitmekle hayaller yikilmiyor efendim. Yasimiz kemale erdi cok sukur, daha basindayken maldon* olan islere kafayi takmamayi yillar icerisinde zorla da olsa ogrendik. Ben genelde burada yazdigim her seyin komik olmasini istiyorum ve oyle olmasina dikkat ediyorum cunku hayat baska turlu cekilmiyor. Eh bu durumda benim geyigin bagrindan kopup gelen o sozlerime o arabesk yorum neden?
Ikincisi; ne ekersen onu bicersin mantigi gercekten de var mi? Ilahi adaletin er ya da gec vuku bulacagina ben de inaniyorum. Ama her konuda degil.
Mesela ben bu kadar kotu ne yapmis olabilirim hayatta, beni hasta ettirecek kadar? Evet sana soruyorum. Kimsenin ickisine siyanur kattigimi hatirlamiyorum. Hic bir hastanin serumuna yanlis ilac da karistirmadim.
Bak Adsiz farkettiysen hastalik ornegini ayni kulvardan durumlarla karsilastiriyorum. Simdi ask mesk konusuna geliyorum merak etme. Nikah masasindan kacmadim allaha sukur. Kimseye yuzyilin boynuzlusu Ednan Ziyagil muamelesi de yapmadim. Ha nedir? Kadinligin sanindan uyuzluklar ne bileyim bir regl sendormuyla sarfedilmis kotu sozler, bosa atilmis isabetsiz triplerse kastettigin, onlari yapmayana kadin denmiyor zahir.
Gicik oldum evet, ama ne olur bana "ben bir sey demedim ki, yaran var gocunuyorsun herhalde" klisesiyle gelme rica ederim. Illa bir sey yazacaksan yaratici ol, dimagimiz acilsin, bizi beyaz turklere katacak bir tartisma olsun. Elif Safak'tan alintilarla gel mesela. Olmazsa bi feylozofun sozleriyle morart beni. Ben de kapatayim blogu baska diyarlara gideyim. Lutfen.
Neden gicik oldugumu da aciklayayim sonra da uzayayim, cok bile yazdim. Sinir oldum cunku, beni tanimadan etmeden, benimle ilgili basina "belki" bile koymus olsan da bu sekilde bir yargiya varmis olman cok uzucu. Ote yandan bunu kendine saklamayip ulu orta umuma acik bir yere yazmis olman da sinir bozucu. Ha sen dedin diye hayal terminatoru mu oldum hayir ama yine de sen nasil istedigin gibi atip tutabiliyorsan ben de istedigim gibi gicik oluyorum.
Birine baska birinin hayallerini yikmis olabilecegini soylemek o insani tanisan bile cok agir bir itham. Biz ki tanismiyoruz durumu sen dusun. Boyle iste...
Ha bir de unutmadan *maldon: iskambilde ve kağıt oyunlarında kağıdın yanlış dağıtılmasına verilen ad, yani oyunun bastan yalan olmasi.
Saglicakla kalin, tabii ki sen de Adsiz :)
21.06.2010
18.06.2010
TAMAMLAYICI TIP
Dun aksam annemlerde kaldim; hayirli evladim ben. Neyse bir ara ciktim sonra geri geldim. Geri geldigim sirada kahkahasi kendinden unlu kadin Saba Tumer'in programini izliyordu annem. Metin Hara diye bir eleman konuktu programa. Tamamlayici tip uzmaniymis kendisi. Annem de bir yandan izlerken bir yandan internette elemani arasitriyordu. -Kadinin arastirmaci kisiliginin internetin tehlikeye dustugu gunlere rastlamasi da kozmik bir tesaduf olsa gerek.-
Neyse; "Bir gitsene bu cocuga" dedi annem. Dedim: "Neci ki bu insan", "Tamamlayici tip" dedi o da. O ne ola ki soruma cok da bir cevap veremed i ama hastaliklati iyilestiriyormus.
Ne hastaligi annecigim, nasil yapiyormus? Bakti suratima, kafasini gosterdi her sey orada bitiyor demeye getirerek.
Giderim gormeye, yeter ki annemin ici rahat etsin, koymaz. Ama nedir arkadas bu her sey kafada bitiyor sendromu ya?!! Tamam ruh sagligi, efendime soyleyeyim pozitif dusunce vs bunlar guzel seyler de nereye kadar???
Valla bu yeni moda pozitif dusunce ot bok pusur islerine cidden gicccik oluyorum. Baslarda da yazmistim boyle bir sey. O zamanlar daha kibardim tabii.
Neden gicik olduguma gelince, iki tane tas gibi sebebim var.
Birincisi;
Her sey kafada bitiyor ise eger, demek ki hastalanmam da kafamdan kaynaklaniyor. E bu durumda ben bayagi zir deliyim.
Boylesine hos, muhtesem, tip dunyasinin gelen sorulara "bilemiyoruz efendim" diye cevap verdigi bir hastaliga yakalandigima gore Shining'deki Jack Nicholson'un kizi falan olmam lazim. Dolayisiyla: "Neaa, sen bana deli mi dedin?" diye nagralar atsam kimse agzini acmamali.
Tamam anladik; bulamadiniz caresini topunu bize attiniz. Attiniz da benim annemle babam da pek normal sayilmazlar ama allaha sukur ikisinin de masallahi var.
Yok efendim hastaligini sebebi olarak degil de sonunu getirmek icin soyluyorsa bu adamlar bunu; benim beynim o kadar guclu o kadar mohtesem olsaydi burada yazacagima Turk edebiyatinin 2000'li yillarda cikardigi en super yazar olurdum. Ama olamadim.
Ya da hayvan gibi resim yapardim, eserlerim Sotheby's'de satilirdi catir catir. Onu da olamadim.
Neymis, demek ki, her insanin beyninin gucu o kadar da acaip degilmis.
Ayrica olsa da gucumu ona harcamazdim efendim. Ilac var kullaniyorum guzel guzel yasiyorum. Ayrica Ms'ten dolayi daha da bana bi bok olmaz psikolojisine de girdim. Iyi bile geldi yani.
O zaman atom falan parcalardim, karsi cinsin hiyarliklarina katlanma katsayimi yukseltirdim, ne bileyim gunluk hayatta boyle natural high bir modda gezinir dururdum.
Gelelim ikinci sebebe;
Su tip isi ne kalles, insan hastlaniyor, uzerinden kimler ne paralar kazaniyor ya. "Haydi ilac yazalim sana ama kronik bu hastalik hayat boyu kullanacaksin."
"Tamam kullanirim, yeter ki sen iste"
"Aaa bosuna ilac kullaniyorsun, bu is kafada biter ben seni meditasyonla, alternatif tipla, bilemedin olmadi tamamlayici tipla iyilestirecegim."
Ay bir rahat birakin be. Hilal-i ahmer miyim ben, sonucsuz seyler icin para dokup duracagim?
Ha sozum meclisten disari; durum cok kotudur artik yapilacak hic bir sey kalmamistir, ne bileyim bir ayak cukurdadir, o zaman deneyenlere saygim sonsuz. Ama su parlak heriften bir farkim yokken bana bunlarla gelmeyiniz lutfen.
Ama tecrubeyle sabit olarak sunu soylemezsem gozum acik giderim; dusuncenin etkili oldugu yerler var. Misal bir ilaci kullanirken ise yarayacagina inanmak. Hem Efexor'da hem de Betaferon'da yasadim ben bunu. Ama MS miyim hala? E evet!
Deliyim ben deli...
KISSADAN HISSE:
Bosu bosuna bu tip islerle vakit harcamayiniz efendim. Ama yine de ihtiyaci olanlar vardir diyerek bu parlgin web sitesini verelim: www.insanaguven.com. Sitenin isminde bile meymenet yok ya!
Neyse; "Bir gitsene bu cocuga" dedi annem. Dedim: "Neci ki bu insan", "Tamamlayici tip" dedi o da. O ne ola ki soruma cok da bir cevap veremed i ama hastaliklati iyilestiriyormus.
Ne hastaligi annecigim, nasil yapiyormus? Bakti suratima, kafasini gosterdi her sey orada bitiyor demeye getirerek.
Giderim gormeye, yeter ki annemin ici rahat etsin, koymaz. Ama nedir arkadas bu her sey kafada bitiyor sendromu ya?!! Tamam ruh sagligi, efendime soyleyeyim pozitif dusunce vs bunlar guzel seyler de nereye kadar???
Valla bu yeni moda pozitif dusunce ot bok pusur islerine cidden gicccik oluyorum. Baslarda da yazmistim boyle bir sey. O zamanlar daha kibardim tabii.
Neden gicik olduguma gelince, iki tane tas gibi sebebim var.
Birincisi;
Her sey kafada bitiyor ise eger, demek ki hastalanmam da kafamdan kaynaklaniyor. E bu durumda ben bayagi zir deliyim.
Boylesine hos, muhtesem, tip dunyasinin gelen sorulara "bilemiyoruz efendim" diye cevap verdigi bir hastaliga yakalandigima gore Shining'deki Jack Nicholson'un kizi falan olmam lazim. Dolayisiyla: "Neaa, sen bana deli mi dedin?" diye nagralar atsam kimse agzini acmamali.
Tamam anladik; bulamadiniz caresini topunu bize attiniz. Attiniz da benim annemle babam da pek normal sayilmazlar ama allaha sukur ikisinin de masallahi var.
Yok efendim hastaligini sebebi olarak degil de sonunu getirmek icin soyluyorsa bu adamlar bunu; benim beynim o kadar guclu o kadar mohtesem olsaydi burada yazacagima Turk edebiyatinin 2000'li yillarda cikardigi en super yazar olurdum. Ama olamadim.
Ya da hayvan gibi resim yapardim, eserlerim Sotheby's'de satilirdi catir catir. Onu da olamadim.
Neymis, demek ki, her insanin beyninin gucu o kadar da acaip degilmis.
Ayrica olsa da gucumu ona harcamazdim efendim. Ilac var kullaniyorum guzel guzel yasiyorum. Ayrica Ms'ten dolayi daha da bana bi bok olmaz psikolojisine de girdim. Iyi bile geldi yani.
O zaman atom falan parcalardim, karsi cinsin hiyarliklarina katlanma katsayimi yukseltirdim, ne bileyim gunluk hayatta boyle natural high bir modda gezinir dururdum.
Gelelim ikinci sebebe;
Su tip isi ne kalles, insan hastlaniyor, uzerinden kimler ne paralar kazaniyor ya. "Haydi ilac yazalim sana ama kronik bu hastalik hayat boyu kullanacaksin."
"Tamam kullanirim, yeter ki sen iste"
"Aaa bosuna ilac kullaniyorsun, bu is kafada biter ben seni meditasyonla, alternatif tipla, bilemedin olmadi tamamlayici tipla iyilestirecegim."
Ay bir rahat birakin be. Hilal-i ahmer miyim ben, sonucsuz seyler icin para dokup duracagim?
Ha sozum meclisten disari; durum cok kotudur artik yapilacak hic bir sey kalmamistir, ne bileyim bir ayak cukurdadir, o zaman deneyenlere saygim sonsuz. Ama su parlak heriften bir farkim yokken bana bunlarla gelmeyiniz lutfen.
Ama tecrubeyle sabit olarak sunu soylemezsem gozum acik giderim; dusuncenin etkili oldugu yerler var. Misal bir ilaci kullanirken ise yarayacagina inanmak. Hem Efexor'da hem de Betaferon'da yasadim ben bunu. Ama MS miyim hala? E evet!
Deliyim ben deli...
KISSADAN HISSE:
Bosu bosuna bu tip islerle vakit harcamayiniz efendim. Ama yine de ihtiyaci olanlar vardir diyerek bu parlgin web sitesini verelim: www.insanaguven.com. Sitenin isminde bile meymenet yok ya!
16.06.2010
SEX & THE CITY 2
Birincisi zaten hayalkirikligiydi, ikincisinde gulmeyi birakip aglayacaktim az kalsin. O ne kotu filmdir allahim, o ne gereksiz uzunluk, ne sacma kiyafet secimleri, sakiz gibi uzayan hikaye vs vs...
Abartiyor muyum diye dusunuyordum bugun, dvd'ye 4. sezonu koydum.
Ve hatirladim ki; zamaninin ve onumuzdeki uzun bir zamanin en guzel dizilerinden biridir Sex & The City.
Oncelikle yazarlarinin hakkini vermek gerek; her bolumun ismiyle iceriginin arasinda kurulan ilgi, o isimdeki metafor ve o metaforun altinda yatan gercek anlamin o bolumun konusunu olusturmasi ... Praysliss.
Ilk bu diziyi izlemeye basladigimda yil 1998'di. Kac yasindaydim hesabini yapamiyorum kusura bakmayin. Ama o yaslarda belirli konularda yani evlenmek cocuk sahibi olmak ya da ask ile ilgili insanin belirli hayalleri oluyor. Dolayisiyla diziyi izlerken begeniyorsunuz, kendi hayatinizdan bazi noktalar buluyorsunuz evet ama daha cok isin eglenceli kisimlarina takiliyorsunuz. Eminim gunumuzde de bu diziyi severek izleyen genc kizlarin da dusunceleri budur, tabii bir de moda davasi var -ki o ayri bir yazi konusu olur-.
Simdi 31 yasindayim ve muhtemelen onlarca defa izledigim bolumleri tekrar seyrettigimde aldigim haz bambaska. Mesela,
4. sezonun ilk bolumunde Carrie'nin 35. yasgunu. Restoranda arkadaslarini beklerken yan masada 25 yasinda bir kizin dogumgunu kutlamasini goruyoruz. Ve pastasi gelince kiz bir anda: "Fuck! I'm old!!!" diye cildiriyor simarikca.
Evet gencler simarikca, biz de gectik ayni yollardan biz de aynilarini yaptik. 5-6 yil icin soylenecek sozler degilmis gibi gelebilir soylediklerim ama inanin bana o 5-6 yil bir kadinin hayatinda cok belirleyici, belki de hic belirleyemeyeci...
Ya da sosyal bir ortamdaki herkesin evli, nisanli bilemedin basinin bagli olmasi durumu. Boyle bir isteginiz olmasa bile birilerinin ayarlanmaya calisilmasi, yeri geldiginde saklanmaya calisilan acima dolu bakislar, sen de bulacaksin bir gunler... yine sacmaliyormusum gibi gorunse de tecrubeyle sabittir efendim bunlar, oyle kicimdan atmiyorum...
Tamam belki biz sabahtan aksama kadar calisip oyle bir gardroba sahip olamiyoruz belki ama bekar kadinlarin ruhsal inis cikislari, yedikleri kaziklarin yas gectikce sacmalanmasi beynelminel bir durum.
Iste bu yuzden super bir dizi Sex & The City.
Ama film oyle mi ya; ben yetiskin genc bir kadin olma yolundaki hayatimin bir bolumunu her bolumde farkli bir karaktertiyle ozdesleserek gecirdim. Artik 40'larinin sonunda olan bu hanimefendilerin karikaturize halleri benim hic ama hic hosuma gitmedi. Kaldi ki; nedir bu filmin konusu derseniz adam gibi cevap verebilecek bir allahin kulu oldugunu da sanmiyorum. Nerede o zeki diyaloglarla yuzumuzu gulduren kizlar, konusunun kivrak islenisiyle vay be dedirten senaryolar... Yok anam yok, bu eleman kisa metraj islerin adami, uzun metrajda eli ayagi birbirine giriyor.
Umarim 3.sunu cekilmeye heves etmez...
KISSADAN HISSE: Neymis efendim konu dizi dunyasi olunca ciddilesiyormusum. daha once de soylemistim ben bu isten anlarim, yillarimi verdim yillarimiii!!!
Abartiyor muyum diye dusunuyordum bugun, dvd'ye 4. sezonu koydum.
Ve hatirladim ki; zamaninin ve onumuzdeki uzun bir zamanin en guzel dizilerinden biridir Sex & The City.
Oncelikle yazarlarinin hakkini vermek gerek; her bolumun ismiyle iceriginin arasinda kurulan ilgi, o isimdeki metafor ve o metaforun altinda yatan gercek anlamin o bolumun konusunu olusturmasi ... Praysliss.
Ilk bu diziyi izlemeye basladigimda yil 1998'di. Kac yasindaydim hesabini yapamiyorum kusura bakmayin. Ama o yaslarda belirli konularda yani evlenmek cocuk sahibi olmak ya da ask ile ilgili insanin belirli hayalleri oluyor. Dolayisiyla diziyi izlerken begeniyorsunuz, kendi hayatinizdan bazi noktalar buluyorsunuz evet ama daha cok isin eglenceli kisimlarina takiliyorsunuz. Eminim gunumuzde de bu diziyi severek izleyen genc kizlarin da dusunceleri budur, tabii bir de moda davasi var -ki o ayri bir yazi konusu olur-.
Simdi 31 yasindayim ve muhtemelen onlarca defa izledigim bolumleri tekrar seyrettigimde aldigim haz bambaska. Mesela,
4. sezonun ilk bolumunde Carrie'nin 35. yasgunu. Restoranda arkadaslarini beklerken yan masada 25 yasinda bir kizin dogumgunu kutlamasini goruyoruz. Ve pastasi gelince kiz bir anda: "Fuck! I'm old!!!" diye cildiriyor simarikca.
Evet gencler simarikca, biz de gectik ayni yollardan biz de aynilarini yaptik. 5-6 yil icin soylenecek sozler degilmis gibi gelebilir soylediklerim ama inanin bana o 5-6 yil bir kadinin hayatinda cok belirleyici, belki de hic belirleyemeyeci...
Ya da sosyal bir ortamdaki herkesin evli, nisanli bilemedin basinin bagli olmasi durumu. Boyle bir isteginiz olmasa bile birilerinin ayarlanmaya calisilmasi, yeri geldiginde saklanmaya calisilan acima dolu bakislar, sen de bulacaksin bir gunler... yine sacmaliyormusum gibi gorunse de tecrubeyle sabittir efendim bunlar, oyle kicimdan atmiyorum...
Tamam belki biz sabahtan aksama kadar calisip oyle bir gardroba sahip olamiyoruz belki ama bekar kadinlarin ruhsal inis cikislari, yedikleri kaziklarin yas gectikce sacmalanmasi beynelminel bir durum.
Iste bu yuzden super bir dizi Sex & The City.
Ama film oyle mi ya; ben yetiskin genc bir kadin olma yolundaki hayatimin bir bolumunu her bolumde farkli bir karaktertiyle ozdesleserek gecirdim. Artik 40'larinin sonunda olan bu hanimefendilerin karikaturize halleri benim hic ama hic hosuma gitmedi. Kaldi ki; nedir bu filmin konusu derseniz adam gibi cevap verebilecek bir allahin kulu oldugunu da sanmiyorum. Nerede o zeki diyaloglarla yuzumuzu gulduren kizlar, konusunun kivrak islenisiyle vay be dedirten senaryolar... Yok anam yok, bu eleman kisa metraj islerin adami, uzun metrajda eli ayagi birbirine giriyor.
Umarim 3.sunu cekilmeye heves etmez...
KISSADAN HISSE: Neymis efendim konu dizi dunyasi olunca ciddilesiyormusum. daha once de soylemistim ben bu isten anlarim, yillarimi verdim yillarimiii!!!
4.06.2010
MODA???
Insanin moda anlayisi yillar icerisinde ne kadar degisiyor degil mi?
Herkesin giydigini istemekten "moda kendine yakisani giymektir"e uzanan bir yol.
Benim bu isle ilgim alakam bir garip oldu hep.
Resimde turuncu bej arasi renkte ucu acik bir cift cizme var, hani bu sene cok moda olanlardan, hani topuklulari bir cok koleksiyona dahil olanlardan.. Hah iste, onun icindeki ayaklar benim. Babam almisti bana onlari, gorur gormez bayilmistim. Giymek icin zaman kolladim, cunku hem degisiktiler hem de keten. Zaman geldi catti, once resimdeki gun: Okuma bayrami. Ardindan Burgaz adasi. Malum dogasi geregi yaz ayakkabisydi onlar...
Benim cocuklugumun en guzel anilarinin ve en buyuk travmalarinin ana mekani hep Burgaz adasidir. 19 yasima kadar her okul kapanisiyla solugu aldigim bir yerdi ne de olsa.
Ama ilk travmami bu cizmeler yaratmisti.
Bayila bayila giydim onlari, iskeleye indim. Saniyorum ki trendsetter olacagim. Tabii o zaman boyle terimler yok, o kafayla zaten ne terimi, benim tek derdim butun kizlari kiskandirmak. Gururlu ama magrur ifadeyle tesekkur etmek. Olmadi, olamadi. Yerin dibine gecirdiler." Ucu acik cizme mi olurmus?" dediler. Daha dogrusu: " AA zipzip o ayagindaki ne?? HAhahahahah" diyerek dalga gectiler.
Ben bu insanlarin buyuk bir kismiyla belirli araliklarla gorusurum. Gecen yil bir tanesi gordu bu fotografi. Once ufak bir sok gecirdi. Ardindan hatirladi cizmeleri - zaten unutmak ne mumkun-.
"Inanamiyorum" dedi once, sonra "Ne kadar guzeller!! Bir de benim kiyafetime bak!!"
Eh be kadin, bunu 28 sene once soyleyeydin ya! Senin anan baban sana firfirli entailer alip, altina Kifidis Ortopedi ayakkabiyi caktiysa benim sucum ne? Benim annemle babam, bana bilekten deri bagciklari olan babetler alirladi, yaaa.
Haa peki bu travmanin sonucu ne oldu? Kotu oldu beee!
Bir kere yengec burcuyum; o zamanlar "aman kendimi degistireyim boyle hayat gecmez" demek de yok. Bunye ezilmeye musait hatta arabesk, seviyor melankoliyi. Benim cizmelerimin uzerinden gecerek bana guldugun an beni bitirdin. Ondan sonra anamgillerin aldigi farkli ne varsa giymeye korktum, bu hala da devam eder.
Bazen acaip guzel kombinasyonlar bulurum kafamda, cidden. Ya da bir yerde cok degisik bir sey gorurum, ama alamam. Sen ve senin gibi olan tum veletler yuzunden iste. Bir gidim dikkat cekici bir parca olsun ustumdeki, hemen iskillenirim, sokaktaki herkes bana bakiyor sanirim. Amma yaptim degil mi? Milletin isi gucu yok, bana bakip iclerinden dalga gececekler. Bunu yaptin bana sen, ariza cikardin zaten meyilli ruhumda.
Simdi de aksesuar tasarliyorum, kozmik bir saka! Ama uzerimde bir tane benim markama ait bir aksesuar goremezsin cunku sorarlarsa utanirim. Sen ve senin gibi veletler yuzunden iste!!!!
Cocuklar ne fena arkadas!!!
Herkesin giydigini istemekten "moda kendine yakisani giymektir"e uzanan bir yol.
Benim bu isle ilgim alakam bir garip oldu hep.
Resimde turuncu bej arasi renkte ucu acik bir cift cizme var, hani bu sene cok moda olanlardan, hani topuklulari bir cok koleksiyona dahil olanlardan.. Hah iste, onun icindeki ayaklar benim. Babam almisti bana onlari, gorur gormez bayilmistim. Giymek icin zaman kolladim, cunku hem degisiktiler hem de keten. Zaman geldi catti, once resimdeki gun: Okuma bayrami. Ardindan Burgaz adasi. Malum dogasi geregi yaz ayakkabisydi onlar...
Benim cocuklugumun en guzel anilarinin ve en buyuk travmalarinin ana mekani hep Burgaz adasidir. 19 yasima kadar her okul kapanisiyla solugu aldigim bir yerdi ne de olsa.
Ama ilk travmami bu cizmeler yaratmisti.
Bayila bayila giydim onlari, iskeleye indim. Saniyorum ki trendsetter olacagim. Tabii o zaman boyle terimler yok, o kafayla zaten ne terimi, benim tek derdim butun kizlari kiskandirmak. Gururlu ama magrur ifadeyle tesekkur etmek. Olmadi, olamadi. Yerin dibine gecirdiler." Ucu acik cizme mi olurmus?" dediler. Daha dogrusu: " AA zipzip o ayagindaki ne?? HAhahahahah" diyerek dalga gectiler.
Ben bu insanlarin buyuk bir kismiyla belirli araliklarla gorusurum. Gecen yil bir tanesi gordu bu fotografi. Once ufak bir sok gecirdi. Ardindan hatirladi cizmeleri - zaten unutmak ne mumkun-.
"Inanamiyorum" dedi once, sonra "Ne kadar guzeller!! Bir de benim kiyafetime bak!!"
Eh be kadin, bunu 28 sene once soyleyeydin ya! Senin anan baban sana firfirli entailer alip, altina Kifidis Ortopedi ayakkabiyi caktiysa benim sucum ne? Benim annemle babam, bana bilekten deri bagciklari olan babetler alirladi, yaaa.
Haa peki bu travmanin sonucu ne oldu? Kotu oldu beee!
Bir kere yengec burcuyum; o zamanlar "aman kendimi degistireyim boyle hayat gecmez" demek de yok. Bunye ezilmeye musait hatta arabesk, seviyor melankoliyi. Benim cizmelerimin uzerinden gecerek bana guldugun an beni bitirdin. Ondan sonra anamgillerin aldigi farkli ne varsa giymeye korktum, bu hala da devam eder.
Bazen acaip guzel kombinasyonlar bulurum kafamda, cidden. Ya da bir yerde cok degisik bir sey gorurum, ama alamam. Sen ve senin gibi olan tum veletler yuzunden iste. Bir gidim dikkat cekici bir parca olsun ustumdeki, hemen iskillenirim, sokaktaki herkes bana bakiyor sanirim. Amma yaptim degil mi? Milletin isi gucu yok, bana bakip iclerinden dalga gececekler. Bunu yaptin bana sen, ariza cikardin zaten meyilli ruhumda.
Simdi de aksesuar tasarliyorum, kozmik bir saka! Ama uzerimde bir tane benim markama ait bir aksesuar goremezsin cunku sorarlarsa utanirim. Sen ve senin gibi veletler yuzunden iste!!!!
Cocuklar ne fena arkadas!!!
3.06.2010
POLITIK
Memleket kaynamakta, polıtık meselelere egilmek farz oldu.
Politik terimleri anlamiyorum. Solcu muyum mesela ben? Yoksa liberal mi? Isım kapitalizmden besleniyor, o zaman politik gorus ne oluyor?
Bilinmiyor ama emin olunan bir sey var; kimse "ne sehittir ne gazi bok yoluna gitti niyazi" diye anilmasin lutfen. Ne gemilerle giden "sivil toplum orgutu" uyeleri, ne maden altinda kalan isciler, ne askerler.
Ama tabii annemin biyiklari olsaydi babam olurdu, biliyorum. E peki en azindan madende isciler oldugunde birileri cikip da isin dogasindan dem vurmasin bari. Ha sanmayin ki; bu beyanati sadece televizyonda gorebilirsiniz. Ben dun aksam bunun canlisini gordum. Bir metreden yakin bir mesafede oturuyordu bana. "Cok normal" dedi, "Bu ise girerken olacaklari bilmiyorlar miydi?"
"Ne sakacisin" dedik, icimizden tabii ki. "Calisma sartlari, isci haklari, calisan guvenligi sorunlari, bunlari halletmek gerek" diye kendimizi savunmaya calistik. "Devletin buna yatiracak parasi yok" diye cevap verdi. Hey beee, devletime de bak sen, surunuyor, yazik!!! Bilemsem inanacagim...
Bir de piskince ekledi: "Can guvenligi yok diye madeni mi kapatsinlar? Kapatirlarsa onca insan issiz kalir, onun yerine 30 kisiyle kurtardilar" Hey guzel allahim sen su kullarina akil fikir ihsan eyle, yarattiktan sonra arada bir takip et.
Alinti yaptim ben: "Oylarini komurden kazanan bir devletin maden iscilerine karsi daha duyarli olmasi gerekirdi" dedim. O komurleri parasini verip aldiklarina inanmis, onu savundu.
Bu muhabbet uzadikca uzadi, tansiyon yukseldi. Sonunda bombayi patlatti: "O gemiyle gidecek olsam, ben de cocugumu yanima alabilirdim"
Karisi hamile, kizin yuzu bembeyaz kesildi, hakli.
Boyle insanlar var bu ulkede, hemen karsi masanizda, yemekte yaninizda, dogumgununde kanepede...
Allah sonumuzu hayretsin...
Politik terimleri anlamiyorum. Solcu muyum mesela ben? Yoksa liberal mi? Isım kapitalizmden besleniyor, o zaman politik gorus ne oluyor?
Bilinmiyor ama emin olunan bir sey var; kimse "ne sehittir ne gazi bok yoluna gitti niyazi" diye anilmasin lutfen. Ne gemilerle giden "sivil toplum orgutu" uyeleri, ne maden altinda kalan isciler, ne askerler.
Ama tabii annemin biyiklari olsaydi babam olurdu, biliyorum. E peki en azindan madende isciler oldugunde birileri cikip da isin dogasindan dem vurmasin bari. Ha sanmayin ki; bu beyanati sadece televizyonda gorebilirsiniz. Ben dun aksam bunun canlisini gordum. Bir metreden yakin bir mesafede oturuyordu bana. "Cok normal" dedi, "Bu ise girerken olacaklari bilmiyorlar miydi?"
"Ne sakacisin" dedik, icimizden tabii ki. "Calisma sartlari, isci haklari, calisan guvenligi sorunlari, bunlari halletmek gerek" diye kendimizi savunmaya calistik. "Devletin buna yatiracak parasi yok" diye cevap verdi. Hey beee, devletime de bak sen, surunuyor, yazik!!! Bilemsem inanacagim...
Bir de piskince ekledi: "Can guvenligi yok diye madeni mi kapatsinlar? Kapatirlarsa onca insan issiz kalir, onun yerine 30 kisiyle kurtardilar" Hey guzel allahim sen su kullarina akil fikir ihsan eyle, yarattiktan sonra arada bir takip et.
Alinti yaptim ben: "Oylarini komurden kazanan bir devletin maden iscilerine karsi daha duyarli olmasi gerekirdi" dedim. O komurleri parasini verip aldiklarina inanmis, onu savundu.
Bu muhabbet uzadikca uzadi, tansiyon yukseldi. Sonunda bombayi patlatti: "O gemiyle gidecek olsam, ben de cocugumu yanima alabilirdim"
Karisi hamile, kizin yuzu bembeyaz kesildi, hakli.
Boyle insanlar var bu ulkede, hemen karsi masanizda, yemekte yaninizda, dogumgununde kanepede...
Allah sonumuzu hayretsin...
YOKLUGUNDA HIC KITAP OKUMADIM
Onun yerine twitter'a uye oldum, kendime internet sitesi yaptim, facebook'ta isim icin grup kurdum... Kendim icin buyuk, moda dunyasi icin kucuk adimlar attim anlayacagin.
Ama butun bunlari neden yaptim bir sor. Hayir hayiiiir, halkla iliskiler, tanitim gibi her sektorun uygulamasi gereken taktikler yuzunden degil, tamamen asosyalligimden yaptim.
Yeni insanlarla tanismayi beceremem ben, becersem de bir cogunun yaninda rahat hissedemem kendimi. Hele reklam, yaptiklarimi insanlara gosterme, hahah sacmalama kuzen!! Bir tutam guvensizlik, 250 gram da yabanilik var bende. 150'lik efexor az da olsa kirdi bunlari ama insan kolay kolay degisemiyor.
Bu sosyal aglar cok yardimci oldu markami tanitmamda. Oturdugum yerden kimselere yuzumu gostermeden, karsilikli olsak elimi kolumu koyacak yer bulamayacagimi belli etmeden insanlari ekledim listeme, inanmazsin onlar da beni ekledi. Bir kac populer insan beni bloglarina bile konu yapti. O sayede sanal camiada unum daha da yayildi, internet uzerinden satis bile yaptim.
Bizim gibi insan iliskileri ozurlusu insanlar icin bicilmis kaptan bu kuslu sosyal ag. Agabeyim soylemisti aynisini; buyuk sozu dinledim muradima erdim.
Su anda icim icime sigmiyor; web sitemin adresini yazmak istiyorum, anonim reklamin tadini aldim ya... Ama yapamam, kimligimi ifsa edemem :) Belki kendi becerilerinle bulursun, kim bilir...
Ama butun bunlari neden yaptim bir sor. Hayir hayiiiir, halkla iliskiler, tanitim gibi her sektorun uygulamasi gereken taktikler yuzunden degil, tamamen asosyalligimden yaptim.
Yeni insanlarla tanismayi beceremem ben, becersem de bir cogunun yaninda rahat hissedemem kendimi. Hele reklam, yaptiklarimi insanlara gosterme, hahah sacmalama kuzen!! Bir tutam guvensizlik, 250 gram da yabanilik var bende. 150'lik efexor az da olsa kirdi bunlari ama insan kolay kolay degisemiyor.
Bu sosyal aglar cok yardimci oldu markami tanitmamda. Oturdugum yerden kimselere yuzumu gostermeden, karsilikli olsak elimi kolumu koyacak yer bulamayacagimi belli etmeden insanlari ekledim listeme, inanmazsin onlar da beni ekledi. Bir kac populer insan beni bloglarina bile konu yapti. O sayede sanal camiada unum daha da yayildi, internet uzerinden satis bile yaptim.
Bizim gibi insan iliskileri ozurlusu insanlar icin bicilmis kaptan bu kuslu sosyal ag. Agabeyim soylemisti aynisini; buyuk sozu dinledim muradima erdim.
Su anda icim icime sigmiyor; web sitemin adresini yazmak istiyorum, anonim reklamin tadini aldim ya... Ama yapamam, kimligimi ifsa edemem :) Belki kendi becerilerinle bulursun, kim bilir...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)