Biraz zaman gecsin, fikirlerim hissettiklerim netlessin istedim iki kelam edebilmek icin. Kismet buguneymis.
Gezi Parkı dagitildi, televizyonlar bu konuda konusan ahkan kesen insanlarla ve devlet buyuklerimizle dolu. Bu surede hayatim boyunca okumadigim kadar makale okudum, izlemedigim kadar haber kanali ve tartisma programi izledim. Hep disaridan birileri konusuyor, bir allahin kulu nedense -yaralanan 1-2 arkadas disinda- Gezi Parki'nda geceleri sabah etmis birilerini bulup da "Neden oradaydiniz? Ajan misiniz? Amaciniz ne? " diye sormuyor. Hep bir spekulasyon, hep bir dedikodu...
Ben Gezi Parki'ndaki genclerden degilim zaten yasim 34, sanirim artik genc kategorisine bile girmiyorum.
Ama bir kez, genclerin uzerine sabahin korunde gaz sıkıldigi gunun aksami saat 7'de Gezi'ye yapilacak olan protestoya gitmek istedim. Cevreci oldugumdan degil o cocuklarin yaninda olmak istedigim icin. Tunelden basladim yurumeye, Galatasaray'i gecmeyi basardim. Mc Donald's'in onune geldigimde yol tikandi ve ben orada kosede kalakaldim. Dakikalar gecti ve birden herkes geri cekilmeye basladi. Bir anda ben ve arkadasim kalakaldik orada onumuzde 4 tane biber gazi fisegiyle. Acinin etkisiyle gozlerimi kapadim kosmaya basladim. Bir yerden sonra gozlerimi acamadim, kalabaliga yaklastigimi anlayinca biraktim kendimi ve nasil olduysa dusmeden itilmeden bir sekilde Galatasaray'a kadar geldim. Ama o sirada olecegimi sandim; burnum deli gibi akti, gozlerimden yaslar bosandi, saolsun bir genc o mucizevi karisimdan suratima sikti da gozlerimi acabildim. Ve o anda dedim ki; benden bu kadar. Gerisin geriye evime dondum. Takip eden 2 hafta faranjitle bogustum, doktorumdan annemden fircalar yiyip durdum. MS hastasi olunca direnise sokaklardan destek verilemiyormus, bu gazlar beni mahvedermis. Haklilar; ilkokuldan beri grip olmayan ben, en sonunda ancak antibiyotik alip iyilesebildim.
Benim faiz lobisiyle bir alakam yok, politikadan anlamam, ajan degilim istesem de olamam. Belki yahudi masasi olabilirim ama o da tamamen din hanesinde yazan yuzunden.
Neden ciktim sokaga? Basta dedigim gibi; uyurken uzerlerine gaz sikilan cocuklarin yanina gitmek icin, onlara yalniz olmadiklarini gostermek icin.
Agaclar degildi derdim. Agaclari severim ama kesilmelerini onlemek icin parklarda sabahlamam, rahatima duskunumdur. Ama orada yok yere kimil zararlisi muamelesi goren insanlari dusundukce vicdanim evde oturmama izin vermedi iste. Bu kadar basit.
Bu is sadece cevrecilik degil siyasi bir seyler var deyip duruyorlar. Evet artik degil. Aslinda oyle kalacakti eger siz sevgili devlet buyukleri bu sekilde mudahale etmis olmasaydiniz. Ama oyle bir saldirdiniz ki; bizim dolu dolu bardaklar bir anda bosaliverdi.
Ne istiyorsunuz diye sorup duruyorlar, kendi adima cevap veriyorum:
Ben bu kentin santiye halinde olmasini istemiyorum artik. İs kamyonu, hafriyat gormekten icim kiyildi, artik insaatlardan gelen seslere bile kayitsizim, duymuyorum cunku.
Bos alan birakirsaniz puan kaybedecekmis ve oyunu sonuncu bitirecekmissiniz gibi her yere binalar dikmenizi istemiyorum. Ustelik hepsi cirkin binalar. Insanda biraz goz olur, madem doga sevmiyorsunuz en azindan mimariyi sevin, bakmasi guzel olan binalar dikin.
Hem agaclari kesiyorsunuz hem de cirkin binalar yapiyorsunuz ya farkinda olmadiginiz bir sey daha var, yazin bu sehrin taslarindan ates cikiyor resmen. O zirt pirt degistirdiginiz kaldirim taslari, o yaptiginiz mermerli mermerli binalar saolsun sicaktan at gibi terliyoruz.
Her seye burnunuzu sokmanizi istemiyorum. Yeni saglik yasasini hele hic istemiyorum. Benim ne ilac kullandigimdan size ne? Hamile miyim degil miyim size ne? Neden merak ediyorsunuz bunlari, aksamlari toplanip dedikodu mu yapiyorsunuz?
Benim ictigim icki neden sizi rahatsiz ediyor? Gencleri korumak amacli oldugunu savunuyorsunuz, oyleyse annelere babalara mi guvenmiyorsunuz? Aileler cocuklarini iyi yetistiremiyor mu?
O zaman ailelere yonelik bir egitim vermeniz gerekmez mi?
Yasaklar sadece daha cekici yapiyor yasaklanani, hic mi genc olmadiniz anlamiyorum ki?
Ustelik bu sadece ickiyle de ilgili degil; cikleti de yasaklasaniz ayni sey olacak.
Biz 70 milyon insan bu kadar mi iradesiz kendini bilmez bireyleriz? Boyle mi goruyorsunuz bizleri?
Artik insanlarin dinlerini kokenlerini konusmalariniza karistirmanizi istemiyorum. Birinin Sunni mi yoksa Alevi mi oldugu kimseyi ilgilendirmezken siz neden bu kadar ilgilisiniz bu detaylarla cidden anlamiyorum. Ustelik bu merakin, bu siniflandirmanin politikaya ne gibi bir faydasi var onu hic anlamiyorum.
Biz sizinle tanismiyoruz bile. Birilerinin benim bekaretimle ilgili dedikodu yapiyor olmasi ya da benim icin alkolik demesi sizi uzmez diye tahmin ediyorum. Boyle bir sey duysaniz "bana ne!" der gecersiniz herhalde. Dolayisiyla ben de tanismiyor oldugumuz icin hayatimi sizin ilginizi cekmeden yasamak istiyorum.
21.06.2013
15.01.2013
KENDIM ETTIM KENDIM BULDUM / SICTIM.NET
İcinde bulundugum duruma baska baslik olmuyor.
Anlatayim;
İlac kullanmiyor oluşumun dayanılmaz bir hafiflik olarak anlattim hep. Kullanmaya kullanmaya aylar yillar gecti, neredeyse 2 seneyi devirdim. Bravo bana, gecen haftaya kadar bravoydu bana. Yaklasik on gun once bacagim uyustu; pek sallamadim malum uyusma MS'te leblebi cekirdek olarak algilanan bir durum, ben de oyle yaptim hic orali olmadim. Ama 6 Ocak sabahi sag ayagimda gereksiz otesi bir elektriklenme ve karincalanma ile uyandim. İlk tepki;
-"Allah allah, karincalanma tamam da bu elektriklenme ne? Arti ben eskiden bu karincalanmaya o kadar alismistim ki hissetmiyordum bile, ne is? -
7 Ocak sabahi uyandigimda sol ayagimda da ayni emare bas gosterdi. "Hmmm 2 yildir yedigim hurmalarin beni kurcalama vakti gelmis galiba" diye dusundum ama yine orali olmadim, topuklu ayakkabilara veda ettim hayatima idame etmeye devam ettim. 10 Ocak gunu uyanisim biraz daha ilginc oldu; yataktan kalktim ama yuruyemedim. Boyle bir yurumeyi becerememe, adim atarken bir yerlere tutunma ihtiyaci, garripp....
Gunu "Belki gecer lan, bu ne boyle hayatimda basima gelmemis is, gecer kesin." diyerek gecti ama olmadi! Mecburi hareket Aksel Siva ile telefon konusmasi.
Her zaman rahatligiyla beni benden almis olan bu profesor insan beni gormesi gerektigini soyledi ve o zaman anladim esegin bir tarafina su kacirdigimi.
Bir gun sonra istikamet Medica; gelsin MR gitsin kan tahlili...
Sonuc: Zipzip'in MS cosmus, kendini sasirmis, MR lezyonlarla donatilmis yilbasi agaci gibi olmus.
Ardindan Aksel Siva'dan "tough love"in hasini gordum; canim cicimlerle bezeli mis gibi bir firca yedim kendisinden. Suratina bakakaldim dogal olarak ama adam hakli.
5 yildir ilk defa gozlerim doldu karsisinda ve isyanlara siginip bagirmaya basladim;
-"Hani ben yilda bir kontrole gelecektim hani bana bir sey olmazdi, hani benimkine MS denmezdi."
Hic bir sey demedi saolsun cunku ben olsam;
-" Ne cemkiriyosun len, hem suclusun hem guclu! Adam gibi kullanaydin ilacini bu halde olmazdin." diye alirdim ayagimin altina.
Su anki durumum ise soyle: Minimum 7 gun kortizon, 10'a cikma ihtimali de var. Ardindan 1.asama ignelere veda ve beynimdeki isiklari sondurene kadar viral beyin enfeksiyonu riskli Tysabri'ye baslayis.
KISSADAN HISSE: Ben ettim siz etmeyin, ilac falan verdiklerinde kullanin, sonra benim gibi yampirik kaliverirsiniz mazallah.
Gelismeleri yazacagim...
Anlatayim;
İlac kullanmiyor oluşumun dayanılmaz bir hafiflik olarak anlattim hep. Kullanmaya kullanmaya aylar yillar gecti, neredeyse 2 seneyi devirdim. Bravo bana, gecen haftaya kadar bravoydu bana. Yaklasik on gun once bacagim uyustu; pek sallamadim malum uyusma MS'te leblebi cekirdek olarak algilanan bir durum, ben de oyle yaptim hic orali olmadim. Ama 6 Ocak sabahi sag ayagimda gereksiz otesi bir elektriklenme ve karincalanma ile uyandim. İlk tepki;
-"Allah allah, karincalanma tamam da bu elektriklenme ne? Arti ben eskiden bu karincalanmaya o kadar alismistim ki hissetmiyordum bile, ne is? -
7 Ocak sabahi uyandigimda sol ayagimda da ayni emare bas gosterdi. "Hmmm 2 yildir yedigim hurmalarin beni kurcalama vakti gelmis galiba" diye dusundum ama yine orali olmadim, topuklu ayakkabilara veda ettim hayatima idame etmeye devam ettim. 10 Ocak gunu uyanisim biraz daha ilginc oldu; yataktan kalktim ama yuruyemedim. Boyle bir yurumeyi becerememe, adim atarken bir yerlere tutunma ihtiyaci, garripp....
Gunu "Belki gecer lan, bu ne boyle hayatimda basima gelmemis is, gecer kesin." diyerek gecti ama olmadi! Mecburi hareket Aksel Siva ile telefon konusmasi.
Her zaman rahatligiyla beni benden almis olan bu profesor insan beni gormesi gerektigini soyledi ve o zaman anladim esegin bir tarafina su kacirdigimi.
Bir gun sonra istikamet Medica; gelsin MR gitsin kan tahlili...
Sonuc: Zipzip'in MS cosmus, kendini sasirmis, MR lezyonlarla donatilmis yilbasi agaci gibi olmus.
Ardindan Aksel Siva'dan "tough love"in hasini gordum; canim cicimlerle bezeli mis gibi bir firca yedim kendisinden. Suratina bakakaldim dogal olarak ama adam hakli.
5 yildir ilk defa gozlerim doldu karsisinda ve isyanlara siginip bagirmaya basladim;
-"Hani ben yilda bir kontrole gelecektim hani bana bir sey olmazdi, hani benimkine MS denmezdi."
Hic bir sey demedi saolsun cunku ben olsam;
-" Ne cemkiriyosun len, hem suclusun hem guclu! Adam gibi kullanaydin ilacini bu halde olmazdin." diye alirdim ayagimin altina.
Su anki durumum ise soyle: Minimum 7 gun kortizon, 10'a cikma ihtimali de var. Ardindan 1.asama ignelere veda ve beynimdeki isiklari sondurene kadar viral beyin enfeksiyonu riskli Tysabri'ye baslayis.
KISSADAN HISSE: Ben ettim siz etmeyin, ilac falan verdiklerinde kullanin, sonra benim gibi yampirik kaliverirsiniz mazallah.
Gelismeleri yazacagim...
7.12.2012
KENTSEL DONUSUM UZERINE...
Son bir yil icinde hayatimda yemedigim kadar profiterol yedim; İnci Pastanesi'nin fisi her an cekilebilir korkusuyla. Korktugum basima geldi, Inci'nin yikilmasinin yolu acilmis.
Cocukken annem babam hic elimden tutup goturmedi beni İnci Pastanesi'ne. Oraya dair nostaljik anilarim yok, 18-19 yasindan sonra toplasan 5 defa gitmisizdir beraber. Ama her onunden gecisimde; yillar gecse de eskimeyen logosuyla, tum Pimapen furyasinin karsisinda dikilen ahsap kapisiyla hep baska diyarlara gittim. Sanki zamanda yolculuk etmisim de annemin babamin gencligine isinlanmisim gibi. Onlarin bir zamanlar benim yasimdayken okuldan cikip oraya geldigini dusunmek hep cok mutlu etti beni. Onlarin da bir zamanlar benim gibi olduklarini hatirladim hep; yeri geldi agladim bile...
Dogrudur arabesklik mertebesinde altin madalyalara layik nostaljik bir yanim var; burcumun yengec olmasindan belki de...
Zaten su anda İnci Pastane'sinden bahsediyor olsam bile, asil amacim genel olarak yikimdan dem vurmak. Bu kentsel donusum denen kavrramin beynelminel olarak ne manaya geldigini, dogru sekilde nasil yapildigini bilmiyorum cunku Turkiye'de her kavramin ayri bir anlami var. Turkiye'de kentsel donusum demek yikim demek, toplumsal hafizanin silinmesi demek. Ve ben hafiza kaybina ugramamiz icin yapilan bu hummali calismalardan tiksiniyorum.
AKM'nin yikimi hikayesi de ayni amacla tezgahlanmaya calisilmisti bence. Hesapta tadilatta olan AKM'nin akibeti bence belli degil. Ne kadar cirkin olursa olsun Turkiye'nin yakin tarihindeki en onemli anlara taniklik etmis olan bir binayi yikmayi dusunmek bile cinayetten farksiz. Ve Istanbul'un her yerinde yasaniyor bu cinayet; bir sokagin, bir apartmanin ismini degistirerek, bir binayi yenileme niyetiyle katlederek teker teker elimizden aliniyor gecmisimiz.
Su aralar gecmisle yuzlesmekten bahsediliyor ya hep; bu kafayla gecmisle yuzlesme olmaz. Eski sahipleri gayr-i muslim olan bir apartmanin ismini degistirip "Kardesler Apartmani" yaparak gecmisle yuzlesilmez, ondan kacilir. Sanirim tum bu yikimlarin bu baskalastirma cabalarinin altinda yatan sebep de bu; gecmisten kacmak.
Annem Talimhane'de dogup buyumus. Onun zamaninda Taksim'in en guzel yerlerinden biriymis Talimhane. Bana dogup buyudugu evi gostermek istediginde basarili olamamisti cunku kim bilir ne kadar guzel o binanin yerinde su anda ismi otel olan bir ucube var.
Bense Sisli'de dogdum ilkokul 3.sinifa kadar da orada yasadim. Arada bir apartmanin onunden gecer, kapi aciksa bizim dairenin oldugu kata cikardim. Evimizin kapisinin ayni oldugunu ilk gordugumde nasil aglamistim anlatamam.
Gecen yil tekrar gittim Sisli'deki sokagima, ama apartmanimi bulamadim cunku ismi degismisti...
Yaslandigimda cocuklarima dogup buyudugum yerleri gosterebilmek istiyorum ben; gencligimde gittigim sinemayi, oturdugum apartmani gosterip onlara; "Biz gencken evden cikip surada sinemaya giderdik, burada yemek yerdik." diyebilmek istiyorum.
Ama boyle giderse anlatacaklarim yasli bir kadinin anlattigi efsanelerden ileri gidemeyecek...
Alacagin olsun Buyuksehir Belediyesi, alacagin olsun Beyoglu Belediyesi, gecmise saygisi olmayan yaptiklariyla tarih yazdigini sanan herkesin alacagi olsun!
Cocukken annem babam hic elimden tutup goturmedi beni İnci Pastanesi'ne. Oraya dair nostaljik anilarim yok, 18-19 yasindan sonra toplasan 5 defa gitmisizdir beraber. Ama her onunden gecisimde; yillar gecse de eskimeyen logosuyla, tum Pimapen furyasinin karsisinda dikilen ahsap kapisiyla hep baska diyarlara gittim. Sanki zamanda yolculuk etmisim de annemin babamin gencligine isinlanmisim gibi. Onlarin bir zamanlar benim yasimdayken okuldan cikip oraya geldigini dusunmek hep cok mutlu etti beni. Onlarin da bir zamanlar benim gibi olduklarini hatirladim hep; yeri geldi agladim bile...
Dogrudur arabesklik mertebesinde altin madalyalara layik nostaljik bir yanim var; burcumun yengec olmasindan belki de...
Zaten su anda İnci Pastane'sinden bahsediyor olsam bile, asil amacim genel olarak yikimdan dem vurmak. Bu kentsel donusum denen kavrramin beynelminel olarak ne manaya geldigini, dogru sekilde nasil yapildigini bilmiyorum cunku Turkiye'de her kavramin ayri bir anlami var. Turkiye'de kentsel donusum demek yikim demek, toplumsal hafizanin silinmesi demek. Ve ben hafiza kaybina ugramamiz icin yapilan bu hummali calismalardan tiksiniyorum.
AKM'nin yikimi hikayesi de ayni amacla tezgahlanmaya calisilmisti bence. Hesapta tadilatta olan AKM'nin akibeti bence belli degil. Ne kadar cirkin olursa olsun Turkiye'nin yakin tarihindeki en onemli anlara taniklik etmis olan bir binayi yikmayi dusunmek bile cinayetten farksiz. Ve Istanbul'un her yerinde yasaniyor bu cinayet; bir sokagin, bir apartmanin ismini degistirerek, bir binayi yenileme niyetiyle katlederek teker teker elimizden aliniyor gecmisimiz.
Su aralar gecmisle yuzlesmekten bahsediliyor ya hep; bu kafayla gecmisle yuzlesme olmaz. Eski sahipleri gayr-i muslim olan bir apartmanin ismini degistirip "Kardesler Apartmani" yaparak gecmisle yuzlesilmez, ondan kacilir. Sanirim tum bu yikimlarin bu baskalastirma cabalarinin altinda yatan sebep de bu; gecmisten kacmak.
Annem Talimhane'de dogup buyumus. Onun zamaninda Taksim'in en guzel yerlerinden biriymis Talimhane. Bana dogup buyudugu evi gostermek istediginde basarili olamamisti cunku kim bilir ne kadar guzel o binanin yerinde su anda ismi otel olan bir ucube var.
Bense Sisli'de dogdum ilkokul 3.sinifa kadar da orada yasadim. Arada bir apartmanin onunden gecer, kapi aciksa bizim dairenin oldugu kata cikardim. Evimizin kapisinin ayni oldugunu ilk gordugumde nasil aglamistim anlatamam.
Gecen yil tekrar gittim Sisli'deki sokagima, ama apartmanimi bulamadim cunku ismi degismisti...
Yaslandigimda cocuklarima dogup buyudugum yerleri gosterebilmek istiyorum ben; gencligimde gittigim sinemayi, oturdugum apartmani gosterip onlara; "Biz gencken evden cikip surada sinemaya giderdik, burada yemek yerdik." diyebilmek istiyorum.
Ama boyle giderse anlatacaklarim yasli bir kadinin anlattigi efsanelerden ileri gidemeyecek...
Alacagin olsun Buyuksehir Belediyesi, alacagin olsun Beyoglu Belediyesi, gecmise saygisi olmayan yaptiklariyla tarih yazdigini sanan herkesin alacagi olsun!
18.07.2012
ONE LOVE
Olayli bir hafta sonu gecti malum.
Herkeslerin dilinde bira mevzuu; ozgurlugnesahipcik etiketiyle gelen isyanlar akabinde kose yazarlarinin yorumlari...
Buralar da benim kosem ya hani, benim de yorumum eksik olmasin diyerek gireyim konuya.
11yildir pasa pasa yoluna devam eden bir muzik festivaline Efes Pilsen sponsor. Dedim ya 11 senedir bu is boyle, neden simdi batti orasi mechul. Mechul ama sonuc bir sekilde rahatsiz oldugunu iddia edenlerin lehine oldu ve festival alaninda bira satisi yasaklandi. Yanlis anlasilma olmasin; bira dedigin sey oyle %80 alkol oranina falan sahip degil, bir tane icsen anca cisin gelir, oyle bir sey... Cok sey soylendi; bir grup Eyup'lu genc festivale karsi cikti ne yapti etti satisi durdurdu. Bunu ne yollarla basardilar orasi mechul.
Verdikleri sebep; Eyup'un kutsal br semt olmasi ve festivale gelenlerin icki sebepli taskinlikla semtin tarihine saygisizlik etmeleri. Bunlarin hepsi tartismali dusunceler, dogrusu yanlisi pek yok yani.
O yuzden yasak isi sakat bu tip durumlarda. Ha herifler icip icip elalemin karisina kizina sarktilarsa, gidip de bir turbenin dibine isedilerse okuzluk etmisler ama onun da cezasi yasak degil bence.
Yasak isi sadece karaborsaya kapi acar, baska da bir boka yaramaz afedersin.
Misal Galata'da iki yildir ayni konunun tartismasi var. Gencler saat 18.00 sularinda kulenin dibinde bulusmaya ardindan icmeye basliyorlardi. Benim ev arkadaslarin alkol alanina nispeten biraz uzak, dolayisiyla kendilerinin taskinliklarina sahit olmadim; ne zaman gorsem kardes kardes oturup icki esliginde sarkilar soyluyorlardi. Ama isin gercegi o degilmis; belirli bir saatten sonra zibitip umuma acik yerleri hacet mekani olarak belirliyorlar, acik kapi buldular mi oracikta goturuveriyorlarmis.
Simdiyse durum baska; her aksam kulenin etrafina serit cekiliyor, bir tane polis araci kulenin onunde bekliyor, polis memuru da sap gibi butun gece orada dikiliyor. Kisacasi kulenin dibinde yere comelmek comelirken icki icip cekirdek citlemek yasak. İyi mi oldu? Bence olmadi, OHAL'den hallice bir goruntu hakim meydana.
Haa kulenin az yaninda Yuksek Kaldirim'a inen merdivende takiliyor simdi gencler, sayi daha dusuk ama mantik ayni; İçelim guzelleselim. Fakat nereye işiyorlar onu bilemiyorum. Ama sunu biliyorum; bu is boyle cozulmuyor. Orta yol bulmak lazim; icenleri denetlemek belirli bir saatte dagilmalarini saglamak lazim.
Eyup'teki durum da ayni bence; adam gibi denetlensin ne şiş yansin ne de kebap. Ama Turk dedigin oyle seylerden hoslanmaz. Yilanin basini eziverir.
Yilanin basini da ezdin mi baska dertler cikiyor ama ortaya; insanlar gruplasiyor, birbirlerinden nefret etmeye basliyor. Eger harbiden bu devlet hepimizi iyimizle kotumuzle kucakliyorsa o is oyle olmali.
Ama goruyorum ki One Love'da yasananlar munferit. O zaman da kime neye hizmet ediyor diye soruyor insan. Cidden semte olan saygidansa durum dedigim gibi bir orta yol bulunsun boyle kavga gurultu cikmasin.
Ama ondan da emin degilim acikcasi; gecen aksam tum bu olaylar uzerine seriat istedigini ve Eyup'lu oldugunu soyleye bir insan evladiyla muhabbet etmeye calistim Twitter'dan. Muhabbet etmeye calistim diyorum cunku sonlara dogru Melih Gokcek karsisinda belgelerle ayakta durmaya Kilicdaroglu gibi hissettim kendimi.
Ne desem ne soylesem sacma sapan da olsa bir cevapla karsilastim: Senin inancinla benimki ayni degil seninkinin dogru oldugunu iddia etmeyeceksin heralde dedim, dinimi sordu. Yahudiyim diye cevap verdim; Ben antisemitim dedi. Senin kaybin dedim, İsrail insanlik ayibinin en buyugunu isliyor sen mi hosgoruden bahsediyorsun diye bir lafa maruz kaldim.
"Hosgoruden bahsediyorum fena mi ediyorum, kufur etseydim daha mi iyiydi?" diye sordum, gerceklerin ortada oldugunu soyledi. O gercek nedir, hala arastirilmakta...
Bu is din davasi degil arkadas! Ben onu gordum, cunku benim bildigim bana ogretilen muslumanlik hosgorulu olmayi buyurur. Yani sen icersin sicarsin, harbi dindar insan: "Yapma etme yazik ediyorsun kendine" der ama elinde tasla sopayla adam dovmeye gelmez.
İnsan kendi isine bakar ne de olsa, ucu kendine dokunmadigi zaman suya sabuna da dokunmaz, hele Turk'un isi olmaz! Demek ki, dinden ote baska psikolojik seyler var isin icinde. Kiskanclik desem tam degil, yoksunluk desem o da degil. Haset, cehalet, cekememezlik vs. hepsi bir arada.
Neden var bu duygular bu insanlarda onu dusunuyorum, kesin bir cevaba ulasamiyorum.
Ama hatirladigim bir olay var;
Universiteye ilk girdigim yil, basortusu yuzunden okula alinmayan bir kiz vardi. Basini acip girdi sinifa, agliyordu." Neyin var" diye sorduk, zaten daha ilk hafta, liseden sonra o ortamda sudan cikmis baliga donmusuz , ondan olabilecegini dusunduk. Basortusunu cikarmasi icin zorlamis kapidaki gorevliler...Acaip uzuldum cidden. Ama o olaya sahit olsaydim sahip cikar miydim onun hakkina bilmiyorum acikcasi. Aklim bir karis havadaydi, gozlerimi acmamistim daha... Geriye gidebilseydim zamanda, gidip basardim kufuru o gorevliye.
Acaba bunun gibi olaylar yuzunden mi diye dusunuyorum hep. Yine de bu kadar kinin icini doldurmaya yetmiyor bu tip olaylar. Gerci yasanan bir cok olayin ardindaki kinin dayanak noktasi o kadar zayif ki... 3-5 adamin gaziyla oluyor her sey. Seviyoruz gaza gelmeyi.
Secim sonrasi yazdigim bir postta soyledigimi tekrarlayacagim; Bir iki yil oncesine kadar hayatimda kendinden olmayana bu kadar toleranssiz bir Turk insani ne gordum ne duydum...
Hem de yok yere, oradan buradan duydugu sozlerle.. O sozlerin alti dolu mu degil mi sorgulamadan, bakmadan...
Oncelikle bazi seyleri itiraf etmek gerek; korkmadan utanmadan hem de. Kizlar erkekler bir festivalde egleniyor diye catliyorsa hasetinden birileri, once o haseti kabul etmeli ki yaptiginin sacmaligini anlasin.
Bana dini kullanip gelmesin; din dedigin insana hosgorulu olmayi, iyi biri olmayi ogretir.
Ortacagda miyiz lan! Delirtmeyin adami...
Son sozum festivalcilere yani bana, sana, arkadasina:
Bunlar yasanacak cok dogal; bu ulke kurulurken onlarca yilda yasamasi gereken degismeyi kisacik bir surede yasadi. 30 saniyede bir hamburgeri hupletirsen, midene oturur sonra ya kusarsin ya da ilac alip mideni sakinlestirmeye calisirsin ayni hesap. O yuzden korkmaya mahal yok, kimsenin ozgurlugu gitmiyor, kaptirmayiz! Ama kaptirmazken de kimseyi dislayip parmakla gosteremeyiz, dusman olamayiz, biz bu ulkede hep beraber yasamayi ogrenmek zorundayiz!
Adi ustunde: ONE LOVE
Herkeslerin dilinde bira mevzuu; ozgurlugnesahipcik etiketiyle gelen isyanlar akabinde kose yazarlarinin yorumlari...
Buralar da benim kosem ya hani, benim de yorumum eksik olmasin diyerek gireyim konuya.
11yildir pasa pasa yoluna devam eden bir muzik festivaline Efes Pilsen sponsor. Dedim ya 11 senedir bu is boyle, neden simdi batti orasi mechul. Mechul ama sonuc bir sekilde rahatsiz oldugunu iddia edenlerin lehine oldu ve festival alaninda bira satisi yasaklandi. Yanlis anlasilma olmasin; bira dedigin sey oyle %80 alkol oranina falan sahip degil, bir tane icsen anca cisin gelir, oyle bir sey... Cok sey soylendi; bir grup Eyup'lu genc festivale karsi cikti ne yapti etti satisi durdurdu. Bunu ne yollarla basardilar orasi mechul.
Verdikleri sebep; Eyup'un kutsal br semt olmasi ve festivale gelenlerin icki sebepli taskinlikla semtin tarihine saygisizlik etmeleri. Bunlarin hepsi tartismali dusunceler, dogrusu yanlisi pek yok yani.
O yuzden yasak isi sakat bu tip durumlarda. Ha herifler icip icip elalemin karisina kizina sarktilarsa, gidip de bir turbenin dibine isedilerse okuzluk etmisler ama onun da cezasi yasak degil bence.
Yasak isi sadece karaborsaya kapi acar, baska da bir boka yaramaz afedersin.
Misal Galata'da iki yildir ayni konunun tartismasi var. Gencler saat 18.00 sularinda kulenin dibinde bulusmaya ardindan icmeye basliyorlardi. Benim ev arkadaslarin alkol alanina nispeten biraz uzak, dolayisiyla kendilerinin taskinliklarina sahit olmadim; ne zaman gorsem kardes kardes oturup icki esliginde sarkilar soyluyorlardi. Ama isin gercegi o degilmis; belirli bir saatten sonra zibitip umuma acik yerleri hacet mekani olarak belirliyorlar, acik kapi buldular mi oracikta goturuveriyorlarmis.
Simdiyse durum baska; her aksam kulenin etrafina serit cekiliyor, bir tane polis araci kulenin onunde bekliyor, polis memuru da sap gibi butun gece orada dikiliyor. Kisacasi kulenin dibinde yere comelmek comelirken icki icip cekirdek citlemek yasak. İyi mi oldu? Bence olmadi, OHAL'den hallice bir goruntu hakim meydana.
Haa kulenin az yaninda Yuksek Kaldirim'a inen merdivende takiliyor simdi gencler, sayi daha dusuk ama mantik ayni; İçelim guzelleselim. Fakat nereye işiyorlar onu bilemiyorum. Ama sunu biliyorum; bu is boyle cozulmuyor. Orta yol bulmak lazim; icenleri denetlemek belirli bir saatte dagilmalarini saglamak lazim.
Eyup'teki durum da ayni bence; adam gibi denetlensin ne şiş yansin ne de kebap. Ama Turk dedigin oyle seylerden hoslanmaz. Yilanin basini eziverir.
Yilanin basini da ezdin mi baska dertler cikiyor ama ortaya; insanlar gruplasiyor, birbirlerinden nefret etmeye basliyor. Eger harbiden bu devlet hepimizi iyimizle kotumuzle kucakliyorsa o is oyle olmali.
Ama goruyorum ki One Love'da yasananlar munferit. O zaman da kime neye hizmet ediyor diye soruyor insan. Cidden semte olan saygidansa durum dedigim gibi bir orta yol bulunsun boyle kavga gurultu cikmasin.
Ama ondan da emin degilim acikcasi; gecen aksam tum bu olaylar uzerine seriat istedigini ve Eyup'lu oldugunu soyleye bir insan evladiyla muhabbet etmeye calistim Twitter'dan. Muhabbet etmeye calistim diyorum cunku sonlara dogru Melih Gokcek karsisinda belgelerle ayakta durmaya Kilicdaroglu gibi hissettim kendimi.
Ne desem ne soylesem sacma sapan da olsa bir cevapla karsilastim: Senin inancinla benimki ayni degil seninkinin dogru oldugunu iddia etmeyeceksin heralde dedim, dinimi sordu. Yahudiyim diye cevap verdim; Ben antisemitim dedi. Senin kaybin dedim, İsrail insanlik ayibinin en buyugunu isliyor sen mi hosgoruden bahsediyorsun diye bir lafa maruz kaldim.
"Hosgoruden bahsediyorum fena mi ediyorum, kufur etseydim daha mi iyiydi?" diye sordum, gerceklerin ortada oldugunu soyledi. O gercek nedir, hala arastirilmakta...
Bu is din davasi degil arkadas! Ben onu gordum, cunku benim bildigim bana ogretilen muslumanlik hosgorulu olmayi buyurur. Yani sen icersin sicarsin, harbi dindar insan: "Yapma etme yazik ediyorsun kendine" der ama elinde tasla sopayla adam dovmeye gelmez.
İnsan kendi isine bakar ne de olsa, ucu kendine dokunmadigi zaman suya sabuna da dokunmaz, hele Turk'un isi olmaz! Demek ki, dinden ote baska psikolojik seyler var isin icinde. Kiskanclik desem tam degil, yoksunluk desem o da degil. Haset, cehalet, cekememezlik vs. hepsi bir arada.
Neden var bu duygular bu insanlarda onu dusunuyorum, kesin bir cevaba ulasamiyorum.
Ama hatirladigim bir olay var;
Universiteye ilk girdigim yil, basortusu yuzunden okula alinmayan bir kiz vardi. Basini acip girdi sinifa, agliyordu." Neyin var" diye sorduk, zaten daha ilk hafta, liseden sonra o ortamda sudan cikmis baliga donmusuz , ondan olabilecegini dusunduk. Basortusunu cikarmasi icin zorlamis kapidaki gorevliler...Acaip uzuldum cidden. Ama o olaya sahit olsaydim sahip cikar miydim onun hakkina bilmiyorum acikcasi. Aklim bir karis havadaydi, gozlerimi acmamistim daha... Geriye gidebilseydim zamanda, gidip basardim kufuru o gorevliye.
Acaba bunun gibi olaylar yuzunden mi diye dusunuyorum hep. Yine de bu kadar kinin icini doldurmaya yetmiyor bu tip olaylar. Gerci yasanan bir cok olayin ardindaki kinin dayanak noktasi o kadar zayif ki... 3-5 adamin gaziyla oluyor her sey. Seviyoruz gaza gelmeyi.
Secim sonrasi yazdigim bir postta soyledigimi tekrarlayacagim; Bir iki yil oncesine kadar hayatimda kendinden olmayana bu kadar toleranssiz bir Turk insani ne gordum ne duydum...
Hem de yok yere, oradan buradan duydugu sozlerle.. O sozlerin alti dolu mu degil mi sorgulamadan, bakmadan...
Oncelikle bazi seyleri itiraf etmek gerek; korkmadan utanmadan hem de. Kizlar erkekler bir festivalde egleniyor diye catliyorsa hasetinden birileri, once o haseti kabul etmeli ki yaptiginin sacmaligini anlasin.
Bana dini kullanip gelmesin; din dedigin insana hosgorulu olmayi, iyi biri olmayi ogretir.
Ortacagda miyiz lan! Delirtmeyin adami...
Son sozum festivalcilere yani bana, sana, arkadasina:
Bunlar yasanacak cok dogal; bu ulke kurulurken onlarca yilda yasamasi gereken degismeyi kisacik bir surede yasadi. 30 saniyede bir hamburgeri hupletirsen, midene oturur sonra ya kusarsin ya da ilac alip mideni sakinlestirmeye calisirsin ayni hesap. O yuzden korkmaya mahal yok, kimsenin ozgurlugu gitmiyor, kaptirmayiz! Ama kaptirmazken de kimseyi dislayip parmakla gosteremeyiz, dusman olamayiz, biz bu ulkede hep beraber yasamayi ogrenmek zorundayiz!
Adi ustunde: ONE LOVE
28.05.2012
Bir Hobi Olarak KURTAJ
İcimdeki isyankari harekete gecirecek bir olay yoktu kac zamandir, hafta sonu imdadima yetisti hunkarimiz. Basliktan da anlasilacagi uzere konumuz kurtaj.
Kendisinin kurtaj ve sezaryeni bir tutmasini geciyorum, direk konuya daliyorum efendim.
Kurtaj dedigimiz sey oyle; "Ay sekerim gecen hamile kaldim sabah kurtajim var cikista gidelim sinemaya..." gibilerinden bir cumle icinde kullanilabilecek bir durum degil. Takdir edersiniz ki; zor bir durum. Bu secimi yapmak zorunda kalmis olan kadinin baska bir caresi olmamasi durumu yani. Burada bahsettigimiz baska care nedir? O cocugu dogurmaktir, o cocugu dogurmakla bitmiyor tabii is; bunun dogum oncesi bakimi var doktor kontrolu var dogurduktan sonra zilyon tane isi var. Ustelik bunlarin hepsi para... Bir de evli degilse sicti cafer bez getir.
O kadinin yerine koyalim kendimizi: "20 yasindayim mesela. Ogrenciyim, İstanbul bilmemne univeristesinde bilmem ne bolumunde okuyorum. Annemler Bursa'da ikamet ediyor. Bir sevgilim var benden bir yas buyuk, cok tatli. Ayni okuldayiz ama su anda akli bir karis havada. Sanirim bu olay gecen ay beraber oluslarimizdan biri yuzunden cereyan etti. Halbuki korunuyoruz ama hic bir koruma %100 degil diyorlar. Ben ne yapacagim simdi?"
Sahi simdi ne yapacak? Kurtaj karsitlari dogursun diyecek tabii. Dogurmasi icin en azindan annesine babasina soylemesi lazim. Dolayisiyla guzel bir dayak yiyecek ilk olarak. Okuldan alinacak zorla Bursa'ya goturulecek. Hamile oldugu karnindan anlasilmadan once bas goz edilip dunyadan haberi olmayan bir gence kakalanmaya calisilacak. O gencin durumu da ayri bir hazin ya neyse...
Bu senaryo islemedi diyelim, Bursa'da degil de daha dogu da olsa mesela kizimiz kuvvetle muhtemel mefta olacak. E ne oldu: bir yerine iki cinayet!
Kurtaj yaptirmak istedi diyelim ama hunkarimiz cinayet oldugunu dusundugu icin kurtaj yasaklanmis. Eeee? Bir yerden duydugu hijyen kelimesinin ne oldugu bilmeyen doktor bozuntularinin elinde bu hamilelige son verecek. Sadece hamileligine degil muhtemelen dogurganligina da son vermis olacak. Adina klinik denemeyecek o yere gitmekten vazgecti ama yine de ne yapip edip bu hamileligi bitirmek istiyor diye dusunsek bu sefer de cocugu dusurmek icin sacma sapan seyler yapacak yine dogurganligina veya genel olarak sagligina zarar verecek seyler yapacak.
Dogur demekle bitmiyor. O cocuga bakmak gerek. Bakamazsa evlatlik versin de diyemeyiz. Malum evlatlik isi ayri bir karisik memlekette. Anca cami avlusuna birakir iste. O zavalli bebegi de iki tane polis bulup kimsesiz cocuklar yurduna yerlestirirler. Kendisi 18 yasina kadar oralarda takilir; resit olduktan sonra da katil, psikopat tecavuzcu olarak aramiza karisir. -Malum kimsesiz cocuklar yurtlarinda samanlik seyran degil-.
Evlat edinmenin bu kadar zor oldugu bir ulkede insanlari her hamile kalislarinda dogurmaya mecbur birakmadan once sonuclarini da dusunmek lazim. Etrafta bu kadar anasiz babasiz cocuk var ama gecen yila kadar devletim cocugu olanlarin evlatlik almasina izin vermiyordu. Yeni yeni izin verdiler ama yine de cocuk verirken bin dereden su getirtiyorlar.
Yani bu is "Kurtaj cinayettir" diye kesilip atilacak, kurtaj taraftari kadinlari muhtemel katil olarak damgalayacak kadar basit degil. O kadar vahim sonuclari var ki; o cocuk dogdugu gune her gun kufreder ama sizin ruhunuz duymaz sayin hunkarim.
Diyecegim o ki; hic bir kadin gule oynaya kurtaj yaptirmaya gitmez, spor olsun diye cocuk aldirmaz. "Ben kurtaj yaptiracagim" diye ariyorsa doktorunu vardir bir bildigi. O gun kalkip o doktorun yanina giderken morali bozuktur, boyle bir sey yapmak zorunda oldugu icin uzgundur ve o gunu hayati boyunca unutmayacaktir.
Kendisinin kurtaj ve sezaryeni bir tutmasini geciyorum, direk konuya daliyorum efendim.
Kurtaj dedigimiz sey oyle; "Ay sekerim gecen hamile kaldim sabah kurtajim var cikista gidelim sinemaya..." gibilerinden bir cumle icinde kullanilabilecek bir durum degil. Takdir edersiniz ki; zor bir durum. Bu secimi yapmak zorunda kalmis olan kadinin baska bir caresi olmamasi durumu yani. Burada bahsettigimiz baska care nedir? O cocugu dogurmaktir, o cocugu dogurmakla bitmiyor tabii is; bunun dogum oncesi bakimi var doktor kontrolu var dogurduktan sonra zilyon tane isi var. Ustelik bunlarin hepsi para... Bir de evli degilse sicti cafer bez getir.
O kadinin yerine koyalim kendimizi: "20 yasindayim mesela. Ogrenciyim, İstanbul bilmemne univeristesinde bilmem ne bolumunde okuyorum. Annemler Bursa'da ikamet ediyor. Bir sevgilim var benden bir yas buyuk, cok tatli. Ayni okuldayiz ama su anda akli bir karis havada. Sanirim bu olay gecen ay beraber oluslarimizdan biri yuzunden cereyan etti. Halbuki korunuyoruz ama hic bir koruma %100 degil diyorlar. Ben ne yapacagim simdi?"
Sahi simdi ne yapacak? Kurtaj karsitlari dogursun diyecek tabii. Dogurmasi icin en azindan annesine babasina soylemesi lazim. Dolayisiyla guzel bir dayak yiyecek ilk olarak. Okuldan alinacak zorla Bursa'ya goturulecek. Hamile oldugu karnindan anlasilmadan once bas goz edilip dunyadan haberi olmayan bir gence kakalanmaya calisilacak. O gencin durumu da ayri bir hazin ya neyse...
Bu senaryo islemedi diyelim, Bursa'da degil de daha dogu da olsa mesela kizimiz kuvvetle muhtemel mefta olacak. E ne oldu: bir yerine iki cinayet!
Kurtaj yaptirmak istedi diyelim ama hunkarimiz cinayet oldugunu dusundugu icin kurtaj yasaklanmis. Eeee? Bir yerden duydugu hijyen kelimesinin ne oldugu bilmeyen doktor bozuntularinin elinde bu hamilelige son verecek. Sadece hamileligine degil muhtemelen dogurganligina da son vermis olacak. Adina klinik denemeyecek o yere gitmekten vazgecti ama yine de ne yapip edip bu hamileligi bitirmek istiyor diye dusunsek bu sefer de cocugu dusurmek icin sacma sapan seyler yapacak yine dogurganligina veya genel olarak sagligina zarar verecek seyler yapacak.
Dogur demekle bitmiyor. O cocuga bakmak gerek. Bakamazsa evlatlik versin de diyemeyiz. Malum evlatlik isi ayri bir karisik memlekette. Anca cami avlusuna birakir iste. O zavalli bebegi de iki tane polis bulup kimsesiz cocuklar yurduna yerlestirirler. Kendisi 18 yasina kadar oralarda takilir; resit olduktan sonra da katil, psikopat tecavuzcu olarak aramiza karisir. -Malum kimsesiz cocuklar yurtlarinda samanlik seyran degil-.
Evlat edinmenin bu kadar zor oldugu bir ulkede insanlari her hamile kalislarinda dogurmaya mecbur birakmadan once sonuclarini da dusunmek lazim. Etrafta bu kadar anasiz babasiz cocuk var ama gecen yila kadar devletim cocugu olanlarin evlatlik almasina izin vermiyordu. Yeni yeni izin verdiler ama yine de cocuk verirken bin dereden su getirtiyorlar.
Yani bu is "Kurtaj cinayettir" diye kesilip atilacak, kurtaj taraftari kadinlari muhtemel katil olarak damgalayacak kadar basit degil. O kadar vahim sonuclari var ki; o cocuk dogdugu gune her gun kufreder ama sizin ruhunuz duymaz sayin hunkarim.
Diyecegim o ki; hic bir kadin gule oynaya kurtaj yaptirmaya gitmez, spor olsun diye cocuk aldirmaz. "Ben kurtaj yaptiracagim" diye ariyorsa doktorunu vardir bir bildigi. O gun kalkip o doktorun yanina giderken morali bozuktur, boyle bir sey yapmak zorunda oldugu icin uzgundur ve o gunu hayati boyunca unutmayacaktir.
20.02.2012
TO DRUG OR NOT TO DRUG..?
Ise guce dalmisim, yine burayi boslamisim. Allahtan fazla okuyanim yok, e o zaman hayal kirikligi yasayan da yok...:)
Neyse; malum Betaferon'la bitip tukenmeyen bir kavgam var benim.
Gecen yil basima gelen ataksal hareketten beriyse, olan biten bir sey yok, ustelik ilacsizim.Ve bendeniz ilac kullanmamakta hala israrliyim. Acikcasi cok mutluyum, ve bir yildir basima hic bir sey gelmiyor olmasi da bu mutlulugumun temeli.
"Bu kullanmama olayi da ne arkadasim, cildirdin mi!" nidalari cinlandi kulagimda.
Saglikli insanlar icin hayat kolay; dogrular ve yanlislar var sadece. Hastaysan ilac kullanirsin iyilestin mi ilaci kullanmayi birakirsin. " Ah be anam keske her sey o kadar basit olsaydi!
Bu Betaferon denilen lanet bana alnimdaa MS diye bir damga oldugunu hatirlatiyor her gun. Eziyet gibi; cok iyiyim ben biseycigim yok desen bile -ki dogrudur bir atagin olmuyordur- yan etkiler adama nefes aldirmaz. Yaparsin ilaci; basarsin Brufen'i yatarsin yataga, 3-4 saat sonra uyaniverirsin ates icinde ve donarak. Donersin donersin o uyku haram olur insana, baktin ki gecmiyor tekrar alirsin Brufen'i. O da etki edene kadar 1 saat daha gitti. Sabah kalkarsin yarim yamalak uykundan, sanki bir gece once birileri seni dovmus de yatagina firlatmis gibi. Salak gibi dolanirsin, gun bitse de eve gitsem yatsam uyusam diye. Obur sabah mutlu mesut kalkarsin duzgun uyumus olmanin etkisiyle, aksamina tekrar ayni senaryo: Ilac yapila, baska bir ilac suyla icile ve yatila. Bakalim bu aksam nasil bir yan etki olacak???
Ilac kullandigim surece Betaferon kitapciginda yazan ne varsa basima geldi:
-Atesim cikti
-Adele agrisi cektim
-Atesten bagimsiz olarak uykusuzluk cektim
-Atesim oldugunda ayni zamanda dondugum icin cogunlukla 3 tane kazak giyerek uyumaya calistim
-Ay boyunca 1-2 gun ara ver regl donemlerim oldu.
-Cildimde lipoatrofi denilen bolgesel yag azalmasi oldu, ayni zamanda igne yaptigim yerlerde yumrular oldu.
Bunca zamandir ilacsiz olmama ragmen sonuncusu baki.
Yani Betaferon dedigimiz illet ne onunla ne onsuz olabildigimiz bir cok. Diger ilaclarin gunahini almak istemiyorum ama bu uyuz MS oldugumu her gun kafama kakti.
Gecen hafta agabeyimle konusana kadar belki 6 aydir aydir MS aklimdan bile gecmemisti.
Eger psikolojik durumun bir etkisi varsa bu MS'e ilacsiz takilirim ben acik soyleyeyim. Boyle diyorum ama bir yandan da ufaktan yusuflanmiyor degilim.
O yuzden soyle bir karara vardim: Bu ay icinde Akseli'me randevu aliyorum ve bir orta yol bulmamiz icin kendisine yalvariyorum. Aklima Copaxone geldi; sanirim yan etkisizmis, oyleyse direk atlarim vallaha...
Varsa bir su blog'u okuyan MS'ten muzdarip Copaxone'cu bir arkadas beri gelsin, iki uc kelam etsin ben de rahatlayayim...
Isin ilginc tarafi bu yan etkilerin hic biri ilk 6ayda yoktu
25.12.2011
BALIK HAFIZALI TURKİYE'M
Selamlar,
Bildiginiz gibi guzide ulkemde hic bir konu uzun sure gundemde kalamaz. Araya baska dertler, skandallar girer eski magdurlar gume gider. Bakiniz; Fransa'daki oylama ve sayesinde arada kaynayan emekli milletvekili maas zammi vakasi ve Van depremi...
Ben bugun Van depreminden ve sizin yapabileceklerinizden bahsedecegim:
2012 arefesinde, hala bezden cadirlarda yasamaya calisan insan goruntuleri haberlerin ilk siralarindaydi gecen haftaya kadar. Bu goruntulere her rastladigimda ayni siddette sasirmaya devam ettim; hani prefabrik evler olacakti, hani milyonlarca tl yardim toplanmisti!!!
Sasirmam benim safligim, ne de olsa burasi Turkiye, burada her basari cezalandirilir.
Yani o yardimlar adresine ulassaydi, prefabrik evler zamaninda kurulsaydi bu da bir basari olurdu o yuzden hic bir sey yolunda gitmedi ve o insanlar sogukta evsiz barksiz olarak telef olmaya devam ediyorlar.
Allahtan hic bir sey icin gec degil, hala bir fark yaratabiliriz. Oradaki insanlara yeni yil icin bir hediye bir umut verebiliriz. Daha onceden bahsettigim Sorumlu Blog saolsun, yeni projelerini Van'a yardim uzerine kurmuslar. Kendileriyle duydugum gurur katlanarak buyuyor.
Nedir bu Van projesi, kisaca anlatayim:
İhtiyaclara gore 4 paket belirlemisler. Paket dediysem, hediye pakedi degil tabii ki:) Bu paketler kres, etud merkezi, psikolojik destek merkezi ve egitim-uygulama merkezleri icin gerekli olan ihtiyaclardan olusuyor. Yani bit etud merkezi kurmak icin ne gerekliyse -bilgisayardan sandalyeye- onlari iceriyor.
Eveeet, gelelim yapabileceklerimize:
Diyelim ki; ofiste oglen yemegi yeniyor ve muhabbet Van'daki depreme geliyor. Yardim etmek istiyorsunuz ama ne yapacaginizi bilmiyorsunuz, e battaniye yollayinca vicdan da rahatlamiyor. O zaman o yemekte sizinle beraber ne yapacagini bilememekten hic bir sey yapamamis is arkadaslarinizla bir araya gelip Sorumlu Blog sitesine giriyorsunuz.
Orada bahsettigim paketlerin icerikleri ve maliyetleri yaziyor. Hangisini bagislamak istediginize karar verdiginizde Sorumlu Blog'a mail yolluyorsunuz, boylece gercekten fark yaratacak bir yardimin sahibi oluyorsunuz.
Yanlis anlasilma olmasin, bu guzide insanlar yardim falan toplamiyorlar. Yaptiklari tek sey sizi tedarikcileri olan Office 1 Superstore ile sizin aranizda araci olmak. Attiginiz ilk adimdan sonrasi Office1 Superstore ile sizin aranizda.
Paketlerin fiyatlari 3000TL ile 9000 kusur TL arasinda degisiyor. Yardimin buyugu kucugu olmaz gencler yeter ki pintilik yapmayin. Herkes cebine gore bir seyler atsa ortaya emin olun Van'da senlik olur.
Bir guvensizliginiz de olmasin -bu ulkede insan neye kime guvenecegini sasiriyor malum- cunku dedigim gibi; blogger'lar ne para topluyorlar, ne de toplanan yardimlari kendileri goturuyorlar.
Ustelik bir paket icin para toplaninca, tum ihtiyaclar yerine ulasip kuruldugunda resimleri Sorumlu Blog'da yayinlanacak. Yani yaptiginizi gorebileceksiniz, bundan guzel mutluluk kaynagi var mi?!
Projeye destek veren bloglar olarak biz de bir paket bagislayacagiz tabii ki ve emin olun o paket Van'a ulasip da kuruldugunda carsaf carsaf fotograflarini koyacagim buraya.
Haydi toplasin, gurur duyacaginiz bir ise siz de isminizi yazdirin...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)